Özofagus (Yemek Borusu) Kanseri | Belirtileri ve Tedavisi

Özofagus (Yemek Borusu) Kanseri | Belirtileri ve Tedavisi

Özofagus Kanseri (yemek borusu kanseri) dünyada en çok görülen on kanser türünden biridir. Dünyadaki kansere bağlı ölümlerin %5’inden fazlasını oluşturmaktadır. 50’li ve 60’lı yaşlarda görülme sıklığı artmaktadır. Erkeklerde daha çok görülmektedir. Türkiye yemek borusu kanserinin sık görüldüğü ülkelerden biridir. Genellikle adenokarsinoma ve skuamoz hücreli karsinoma olarak adlandırılan iki tipi görülmektedir. Çok daha nadir görülen tipleri de vardır.

Özofagus (Yemek Borusu) Kanseri - Belirtileri ve Tedavisi

Özofagus kanseri, yemek borusunun hücrelerinde meydana gelen kanser türlerinden biridir ve genellikle erken evrelerde belirti vermeden ilerler. Yemek borusu kanseri belirtileri arasında yutma güçlüğü, ağızda rahatsızlık hissi, kilo kaybı ve göğüs ağrısı yer alır. Bu belirtilerle karşılaşan kişilerin bir uzmana başvurmaları önemlidir. Özofagus kanseri tedavisi, kanserin evresine bağlı olarak cerrahi müdahale, kemoterapi veya radyoterapi gibi yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Erken teşhis, tedavi sürecinin başarısını artırmaktadır. Sağlığınızı korumak ve bu tür hastalıktan kaçınmak için düzenli kontrolleri ihmal etmeyin.

Özofagus Kanseri Nedir? Tanım ve Önemi

Özofagus kanseri, yemek borusunda (özofagus) oluşan kanserli hücrelerin büyümesiyle karakterize edilen bir hastalıktır. Yemek borusu, boğaz ile mide arasında yer alan ve yiyeceklerin geçişini sağlayan bir kanaldır. Yemek borusu kanseri, dünya genelinde artan bir sağlık sorunu haline gelmiştir ve genellikle geç evrelerde teşhis edilmektedir. Bu durum, hastalığın tedavisini zorlaştırmakta ve hayatta kalma oranlarını düşürmektedir. Özofagus kanseri, genellikle iki ana türde görülmektedir: adenokarsinom ve skuamöz hücreli karsinom. Adenokarsinom, genellikle alt yemek borusunda meydana gelirken, skuamöz hücreli karsinom üst yemek borusunda daha yaygındır. Özofagus kanserinin erken belirtileri genellikle hafif olduğundan, hastaların çoğu hastalığın ileri aşamalarında doktora başvurmaktadır. Bu nedenle, bu tür kanserlerin tanınması ve risk faktörlerinin bilinmesi büyük önem taşımaktadır. Tedavi sürecinde cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi gibi yöntemler kullanılmakta, ayrıca hastaların yaşam kalitesini artırmak için çeşitli destekleyici tedavi yöntemleri de uygulanmaktadır. Erken teşhis ve uygun tedavi, yemek borusu kanseri ile mücadelede kritik bir rol oynamaktadır.

Yemek Borusu Kanseri Belirtileri: Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yemek borusu kanseri belirtileri genellikle hastalığın erken aşamalarında belirgin olmayabilir, bu da erken teşhisi zorlaştırmaktadır. Ancak bazı yaygın belirtiler bulunmaktadır. Yutma güçlüğü (disfaji), hastaların en sık şikayet ettiği durumlardan biridir. Yemek yerken veya içecekleri yudumlarken zorlanma, genellikle kanserin ilerlediğinin bir işareti olabilir. Diğer bir belirti ise göğüs ağrısıdır; bu ağrı, yemek borusunun hasar görmesi nedeniyle meydana gelebilir. Ayrıca, kilo kaybı, iştah kaybı ve yetersiz beslenme gibi belirtiler de sıklıkla gözlemlenmektedir. Bazı hastalar, ses kısıklığı veya öksürük gibi solunum sistemi ile ilgili sorunlar da yaşayabilir. Bu belirtiler, başka hastalıklarla da ilişkili olabileceğinden, kesin teşhis için mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurulmalıdır. Özellikle bu belirtilerden bir ya da daha fazlasını yaşayan bireylerin, zaman kaybetmeden uzman bir doktora görünmesi önerilmektedir. Gerekli testler ile özofagus kanseri olasılığı değerlendirilmeli ve erken teşhis için gerekli adımlar atılmalıdır.

Yemek Borusu Kanseri Belirtileri: Dikkat Edilmesi Gerekenler

Özofagus kanseri, yemek borusunun hücrelerinde başlayan ve hızla ilerleyebilen bir kanser türüdür. Bu hastalığın erken evrelerinde, belirtiler genellikle hafif ve göz ardı edilebilir düzeydedir. Ancak, zamanla bu belirtiler daha belirgin hale gelir. Yemek borusu kanseri belirtileri arasında en yaygın olanları yutma güçlüğü, göğüs ağrısı, kilo kaybı, ses kısıklığı ve mide yanmasıdır. Yutma güçlüğü, hastalığın ilerlemesiyle birlikte belirginleşir ve hastalar katı yiyecekleri geçirmekte zorlanabilirler. Ayrıca, yemek borusunda oluşan tümörler, yemek borusunun daralmasına neden olarak yutma sırasında ağrıya yol açabilir. Göğüs ağrısı, çoğu zaman yutma sırasında veya yemek yedikten sonra hissedilir ve diğer kalp hastalıklarıyla karıştırılabilir. Kilo kaybı ise, hastanın beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve yiyecekleri yeterince alamaması nedeniyle ortaya çıkar. Ayrıca, yemek borusu kanseri olan hastalarda ses kısıklığı görülmesi de mümkündür; bu durum, tümörlerin ses tellerine baskı yapmasından kaynaklanabilir. Mide yanması, özellikle yemek yedikten sonra sıkça yaşanan bir durumdur ve bu da hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu belirtiler, özofagus kanserinin seyrini anlamak için önemlidir ve hastaların bu tür belirtilerle karşılaştıklarında mutlaka bir sağlık profesyoneline başvurmaları önerilmektedir.

Yemek Borusu Kanseri ve Tanı Süreci

Tanı süreci, özofagus kanseri için kritik bir aşamadır. Hastalar yukarıda belirtilen semptomları yaşadıklarında, doktorlarıyla görüşmeli ve gerekli testlerin yapılmasını talep etmelidir. Tanı koymak için genellikle endoskopi, biyopsi ve görüntüleme testleri kullanılır. Endoskopi, yemek borusunun içini doğrudan gözlemleyerek anormalliklerin tespit edilmesini sağlar. Bu işlem sırasında, doktor hastadan bir doku örneği alarak laboratuvara gönderir. Biyopsi sonuçları, kanser hücrelerinin varlığını doğrulamak için kullanılır. Ayrıca, hastanın vücudunda kanserin yayılıp yayılmadığını belirlemek için bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi görüntüleme yöntemleri de uygulanır. Bu süreç, yemek borusu kanseri tedavisi için en uygun yaklaşımın belirlenmesine yardımcı olur. Erken tanı, hastalığın seyrini değiştirebilir ve tedavi seçeneklerini artırabilir. Dolayısıyla, belirtiler yaşam kalitesini olumsuz etkiliyorsa, gecikmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması büyük önem taşımaktadır.

Özofagus Kanseri Risk Faktörleri ve Nedenleri

Özofagus kanseri, yemek borusunun hücrelerinde meydana gelen anormal büyüme ve çoğalmalar sonucunda oluşan bir kanser türüdür. Bu kanserin gelişiminde birçok faktör rol oynar. Öncelikle, yemek borusu kanseri riskini artıran bazı yaşam tarzı unsurları vardır. Örneğin, sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, özofagus kanseri gelişiminde önemli bir etken olarak bilinmektedir. Bunun yanı sıra, obezite de bu hastalığın riski üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. Obez bireylerde yemek borusu üzerindeki basınç artabilir, bu da kanser riskini artıran bir durum yaratır. Ayrıca, reflü hastalığı da, yani asidik mide içeriğinin yemek borusuna geri kaçması, zamanla yemek borusu hücrelerinde değişikliklere yol açarak yemek borusu kanseri belirtileri ne yol açabilir. Genetik faktörler de göz ardı edilmemelidir; ailede özofagus kanseri öyküsü olan bireylerin riskinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Ayrıca, bazı hastalıklar ve enfeksiyonlar, özellikle de Barrett özofagusu, bu kanser türünün gelişiminde etkili olabilir. Kısacası, yemek borusu kanseri tedavisi için erken teşhis oldukça önemlidir ve risk faktörlerinin bilinmesi, bu süreçte kritik bir rol oynamaktadır.

Özofagus Kanseri ile İlgili Diğer Bilgiler

Özofagus kanserinin anlaşılabilmesi için, hastalığın nasıl geliştiği ve hangi faktörlerin etkili olduğu konusunda daha fazla bilgi sahibi olunması gerekmektedir. Örneğin, bazı beslenme alışkanlıkları da bu kanserin gelişimine katkıda bulunabilir. Düşük lifli ve yüksek yağlı diyetler, özofagus kanseri tedavisi sürecinde sorun yaratabilecek faktörlerden biridir. Ayrıca, bazı kimyasallar, özellikle endüstriyel alanlarda çalışan bireylerde, yemek borusu kanseri riskini artırabilir. Çiğneme ve yutma problemleri de hastalığın ilerlemesiyle ortaya çıkan diğer belirtiler arasında yer alır. Özofagus kanseri, genellikle ilerleyici bir hastalık olup, erken evrelerde belirti vermeyebilir. Bu nedenle, düzenli sağlık kontrolleri ve doktor önerilerine uyulması son derece önemlidir. Son olarak, yemek borusu kanseri belirtileri arasında yutma güçlüğü, ağızda kötü tat, kilo kaybı ve sürekli öksürük gibi durumlar yer almaktadır. Bu belirtilerden herhangi birinin yaşanması durumunda, derhal bir sağlık uzmanına başvurmak gerekmektedir.

Yemek Borusu Kanseri Tanı Süreci: Testler ve Yöntemler

Özofagus kanseri, yemek borusunun hücrelerinde başlayan bir kanser türüdür ve genellikle erken aşamalarda teşhis edilmesi zor olabilir. Bu nedenle, yemek borusu kanseri tanı süreci oldukça önemlidir. Tanı süreci, hastanın belirtilerine, tıbbi geçmişine ve fiziksel muayeneye dayalı olarak başlar. İlk olarak, hastanın yutma güçlüğü, kilo kaybı, göğüs ağrısı gibi şikayetleri dikkate alınır. Doktor, bu belirtilerin nedenlerini araştırmak için çeşitli testler isteyebilir. Bu testler arasında endoskopi, biyopsi ve görüntüleme testleri (örneğin, BT taraması veya MRI) yer alır. Endoskopi, yemek borusunun içini doğrudan görmeyi sağlayan bir işlem olup, bu sayede şüpheli alanlardan doku örnekleri alınarak laboratuvara gönderilir. Biyopsi, kanser hücrelerinin varlığını doğrulamak için hayati öneme sahiptir. Ayrıca, hastanın genel sağlık durumu ve kanserin evresi de değerlendirilir. Bu aşamada, tüm bu testlerin sonuçları, doktorun en doğru tanıyı koymasına yardımcı olur ve hastanın tedavi planının belirlenmesinde kritik bir rol oynar. Erken teşhis, özofagus kanseri tedavisi açısından çok önemlidir çünkü erken aşamalarda yapılan tedavi seçenekleri genellikle daha etkilidir ve hastanın yaşam kalitesini artırabilir.

Yemek Borusu Kanseri Tanısında Kullanılan Testler

Yemek borusu kanseri belirtileri ortaya çıktığında, doktorlar çeşitli tanı yöntemleri kullanarak hastalığın varlığını doğrulamaya çalışır. Endoskopi, bu testlerin en yaygın olanlarından biridir ve genellikle ilk adım olarak tercih edilir. Bu işlem sırasında, ince bir tüp ile yemek borusunun içi incelenir ve gerekirse biyopsi alınır. Bunun yanı sıra, radyoaktif madde kullanılarak yapılan PET taramaları, kanserin vücutta yayılıp yayılmadığını görmek için kullanılır. BT taraması ise hastanın iç yapısını ayrıntılı bir şekilde görüntüleyerek, tümörün boyutunu ve yerini belirlemeye yardımcı olur. Ayrıca, ultrasonografi gibi görüntüleme teknikleri de kullanılabilir. Bu testlerin sonuçları, doktorların özofagus kanseri tedavisi için en uygun yaklaşımı belirlemesine olanak tanır. Tanı sürecinin her aşaması, hastanın sağlığı ve tedavi süreci açısından büyük bir önem taşır, bu nedenle hastaların belirtilerini dikkate alması ve gereken testleri zamanında yaptırmaları önerilir. Bu sayede, yemek borusu kanseri tedavisi süreci daha etkili hale gelebilir ve hastaların yaşam kalitesi artırılabilir.

Özofagus Kanseri Tedavisi: Seçenekler ve Süreç

Özofagus kanseri, yemek borusunun hücrelerinde başlayan ve zamanla diğer dokulara yayılabilen bir kanser türüdür. Bu hastalığın tedavisi, hastalığın evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve tercihlerine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Yemek borusu kanseri tedavisinin temel hedefi, kanserli hücrelerin yok edilmesi, büyümenin durdurulması ve hastanın yaşam kalitesinin artırılmasıdır. Tedavi yöntemleri genellikle cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi gibi çeşitli yaklaşımları içermektedir. Cerrahi müdahale, çoğu zaman kanserli dokunun tamamen çıkarılmasına yönelik olmaktadır. Bu işlem, hastalığın erken evrelerinde daha etkili olup, hastanın iyileşme şansını artırır. Bunun yanında, yemek borusu kanseri tedavisi sırasında kemoterapi ve radyoterapi gibi ek yöntemler de kullanılabilir. Bu yöntemler, kanser hücrelerinin büyümesini engellemeye yardımcı olur ve ameliyat sonrası nüks riskini azaltır. Tedavi sürecinde hastaların fiziksel ve psikolojik destek alması da son derece önemlidir. Böylece, tedavi sürecinin daha kolay atlatılması sağlanabilir.

Özofagus Kanseri Tedavisinde Kullanılan Yöntemler

Özofagus kanseri tedavisinde, hastalığın evresine göre farklı yöntemler uygulanmaktadır. Genel olarak, özofagus kanseri tedavisi üç ana başlık altında toplanabilir: cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi. Cerrahi tedavi, kanserli dokunun çıkarılmasını hedefler. Eğer kanser, yemek borusunun belirli bir bölümünde sınırlı kalmışsa, o bölüm çıkarılır ve kalan kısım birleştirilir. Ancak kanserin yayılımı fazla ise, yemek borusunun tamamının çıkarılması gerekebilir. Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili ışınlar kullanır ve genellikle cerrahiden önce veya sonra destekleyici bir tedavi yöntemi olarak uygulanır. Kemoterapi ise, kanser hücrelerini hedef alan ilaçların kullanıldığı bir tedavi yöntemidir ve genellikle kanserin yayılmasını önlemeye yönelik olarak tercih edilmektedir. Tüm bu tedavi seçenekleri, hastaların bireysel ihtiyaçlarına ve hastalığın durumuna göre özelleştirilmektedir. Dolayısıyla, yemek borusu kanseri tanısı almış olan hastaların, tedavi sürecinde uzman bir sağlık ekibi ile birlikte hareket etmeleri büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte hastaların destek grupları ile iletişim kurmaları, moral ve motivasyon açısından faydalı olabilir. Erken tanı ve tedavi, yemek borusu kanseri belirtileri açısından kritik bir rol oynar, bu nedenle hastaların belirtileri takip etmeleri ve uzman görüşü almaları önemlidir.

Yemek Borusu Kanseri ile Yaşam: Destek ve Yönetim

Özofagus kanseri, yani yemek borusu kanseri, yemek borusunda oluşan malign hücrelerin neden olduğu bir kanser türüdür. Bu hastalık, genellikle erken evrelerde belirti vermediği için teşhisi zor olabilmektedir. Ancak, doğru ve zamanında tedavi edilmediğinde, yaşam kalitesini büyük ölçüde etkileyebilir. Yemek borusu kanseri belirtileri, yutma güçlüğü, ağızda veya boğazda rahatsızlık hissi, kilo kaybı ve göğüs ağrısı gibi durumları içerebilir. Bu belirtiler, hastalığın ilerleyişine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Dolayısıyla, bu tür semptomlar yaşayan bireylerin bir sağlık uzmanına başvurması önemlidir. Özofagus kanseri tedavisi, hastalığın evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre belirlenir. Cerrahi müdahale, kemoterapi ve radyoterapi gibi yöntemler, tedavi sürecinin önemli parçalarını oluşturur. Tedavi sürecinde hastalar, hem fiziksel hem de psikolojik destek almalıdır, çünkü bu tür bir hastalıkla başa çıkmak zorlayıcı olabilir. Aile ve arkadaş desteği, hastaların iyileşme sürecinde büyük bir rol oynamaktadır.

Özofagus Kanseri ile İlgili Destek Grupları

Yemek borusu kanseri tanısı konan hastalar, yalnız olmadıklarını bilmelidirler. Birçok kuruluş ve destek grubu, özofagus kanseri ile mücadele eden bireyler için yardım ve destek sunmaktadır. Bu gruplar, hastaların duygusal ve sosyal ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla oluşturulmuştur. Destek grupları, aynı deneyimleri paylaşan kişilerin bir araya gelerek duygularını ifade etmelerine olanak tanır. Ayrıca, hastalar burada bilgi alışverişinde bulunarak tedavi süreçleri hakkında daha fazla bilgi edinebilirler. Bu tür gruplara katılmak, hastaların yalnızlık hissini azaltırken, moral bulmalarına da yardımcı olur. Destek gruplarında, hastalığın kişisel etkileri, tedavi süreci ve yaşam stili değişiklikleri gibi konular üzerinde tartışmalar yapılır. Bu sayede, yemek borusu kanseri tedavisi sürecinde karşılaşılabilecek zorluklarla başa çıkma yöntemleri üzerine bilgiler edinilir. Unutulmamalıdır ki, bu tür gruplara katılmak, yalnızca hastalar için değil, aynı zamanda aile bireyleri için de faydalı olabilir. Aile üyeleri, hastalarının yaşadığı süreci daha iyi anlayarak, onlara daha etkili bir destek sağlayabilirler. Sonuç olarak, özofagus kanseri ile yaşam, zorlu bir süreç olsa da, doğru destek ve bilgi ile bu süreç daha yönetilebilir hale gelebilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Özofagus kanseri nedir?

Özofagus kanseri, yemek borusunda gelişen ve çoğunlukla yutma güçlüğü, ağızda acı tat gibi belirtilerle kendini gösteren bir kanser türüdür. Bu kanser, yemek borusunun iç yüzeyinde bulunan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesi sonucu ortaya çıkar. Erken teşhis, tedavi sürecinde hayati önem taşır ve hastalığın seyrini olumlu yönde etkiler.

Yemek borusu kanseri belirtileri nelerdir?

Yemek borusu kanserinin belirtileri arasında yutma zorluğu, ağızda acı tat, kilo kaybı, göğüs ağrısı ve sürekli öksürük sayılabilir. Bu belirtiler genellikle zamanla artış gösterir. Eğer bu tür belirtilerle karşılaşırsanız, mutlaka bir doktora başvurmalısınız. Erken tanı, tedavi sürecinde büyük bir avantaj sağlar.

Özofagus kanseri nasıl teşhis edilir?

Özofagus kanseri teşhisi genellikle endoskopik muayene ile yapılır. Bu işlem sırasında, doktor yemek borusunun içini görüntüleyebilir ve gerekirse biyopsi alabilir. Ayrıca, görüntüleme testleri, kan testleri ve diğer tanı yöntemleri de kullanılabilir. Erken teşhis, tedavi şansını artırır.

Özofagus kanseri tedavisi nasıl yapılır?

Özofagus kanseri tedavisi genellikle cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi yöntemlerini içerir. Tedavi yöntemi, kanserin evresine, hastanın genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir. Cerrahinin yanı sıra, birçok hasta için radyasyon ve ilaç tedavisi de önerilebilir. Tedavi süreci uzman doktorlar tarafından yönetilmelidir.

Yemek borusu kanserinin risk faktörleri nelerdir?

Yemek borusu kanseri için bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Bu faktörler arasında aşırı alkol tüketimi, sigara kullanımı, obezite ve reflü hastalığı sayılabilir. Ayrıca, bazı diyet alışkanlıkları ve genetik yatkınlık da hastalığın gelişiminde rol oynayabilir. Sağlıklı yaşam tarzı benimsemek bu riski azaltabilir.

Özofagus kanseri hangi yaş grubunda daha yaygındır?

Özofagus kanseri, genellikle 50 yaş ve üzeri bireylerde daha yaygındır. Ancak son yıllarda daha genç yaş gruplarında da görülmeye başlanmıştır. Erken teşhis ve düzenli kontroller, bu hastalığın önlenmesinde büyük önem taşır. Ailede kanser öyküsü olanlar için bu durum daha da kritiktir.

Yemek borusu kanseri tedavisinin yan etkileri nelerdir?

Yemek borusu kanseri tedavisi sırasında bazı yan etkiler ortaya çıkabilir. Cerrahi müdahale sonrası yutma güçlüğü, ağrı ve enfeksiyon riski yaşanabilir. Radyoterapi ve kemoterapi, bulantı, yorgunluk ve bağışıklık sistemi zayıflığı gibi yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkilerin yönetimi, tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır.

Özofagus kanseri için hangi besinler önerilir?

Özofagus kanseri hastaları için sağlıklı bir diyet büyük önem taşır. Lif açısından zengin sebze ve meyveler, tam tahıllar, sağlıklı yağlar ve protein kaynakları tercih edilmelidir. Ayrıca, işlenmiş ve asidik gıdalardan kaçınılmalı ve bol su içilmelidir. Beslenme uzmanı ile çalışmak, uygun diyet planının oluşturulmasına yardımcı olabilir.

Özofagus kanseri taraması kimler için önerilir?

Özofagus kanseri taraması, risk faktörlerine sahip bireyler için önerilmektedir. Ailede kanser öyküsü olanlar, aşırı alkol tüketenler, sigara içenler ve obezite problemi yaşayanlar, bu taramalardan yararlanmalıdır. Erken teşhis, hastalığın tedavi edilebilirliğini artıran önemli bir faktördür. Uzman doktorla görüşmek faydalıdır.

Yemek borusu kanseri ile ilgili destek grupları var mı?

Evet, yemek borusu kanseri ile ilgili birçok destek grubu bulunmaktadır. Bu gruplar, hastalara ve ailelerine psikolojik destek sağlamakta, bilgi ve deneyim paylaşımı yapmaktadır. Destek grupları, hastaların tedavi sürecinde kendilerini yalnız hissetmemelerini sağlamaktadır. Yerel sağlık kuruluşları veya çevrimiçi platformlar bu gruplara ulaşım sağlar.

Özofagus kanseri gelişiminde etkili olan birçok faktör vardır. Bunlar aşağıda sıralanmıştır:

  • Sigara
  • Alkol
  • Sıcak içecekler (sıcak çay gibi)
  • N-nitroso bileşikleri (salamura yapılmış sebzeler)
  • Yeşil sebze ve vitaminden fakir beslenme
  • Düşük sosyoekonomik şartlar
  • Fungal toksin ve virüsler
  • Mediastene radyasyon öyküsü
  • Kimyasallara bağlı korozif striktürler
  • Plummer-Vinson Sendromu
  • Obezite
  • Akalazya
  • Reflü
  • Barrett Özofagus
  • Çölyak Hastalığı

Hastalarda en sık görülen belirti yutma güçlüğüdür (disfaji). Disfaji başlangıçta katı gıdalara karşı ortaya çıkar. Daha sonra ise sıvı gıdalara karşıda yutma güçlüğü görülür. Sık görülen bir belirti de kilo kaybıdır. Kilo kaybı hem yutma güçlüğüne hem de tümörün neden olduğu katabolizmaya bağlı olabilir. Ayrıca ağrılı yutma (odinofaji), göğüs ağrısı, regürjitasyon (yemeklerin ağıza gelmesi), ses kısıklığı, kanama gibi belirtiler de görülebilir.  

Özofagus kanseri tanı ve evrelemesinde çok çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bunlardan ilki ve en önemlisi endoskopidir. Endoskopik tekniklerdeki ilerlemeler tanının daha erken ve güvenli şekilde konulabilmesine olanak vermektedir. Tanı ve evrelemede kullanılan teknikler aşağıda sıralanmıştır:

  • Endoskopi + biopsi
  • Bronkoskopi 
  • Bilgisayarlı tomografi
  • Endoskopik ultrasonografi
  • PET-BT
  • Manyetik rezonans
  • Torakoskopi, laparoskopi

ÖZOFAGUS KANSERİ (YEMEK BORUSU KANSERİ) CERRAHİSİ

Yemek borusu kanserinin (özofagus kanseri) cerrahi tedavisi radikal olarak yemek borusunun çıkarılmasıdır. Buna radikal özofajektomi veya radikal özofagus rezeksiyonu adı verilmektedir. Bu radikal cerrahi tedavi ameliyat öncesi ve sonrasında uygulanan radyoterapi ve kemoterapi ile kombine şekilde uygulanmaktadır. Radikal cerrahide yemek borusu ile beraber bölgesel lenf bezleri de çıkarılmaktadır. Güncel olarak bu lenf bezleri 2 alan veya 3 alan lenf nodu diseksiyonu şeklinde yapılmaktadır. 

Tarihsel olarak yemek borusu cerrahisi ameliyat sonrası ortaya çıkabilecek sıkıntılar açısından zor ve riskli bir cerrahi olarak kabul edilmektedir. Hastalar için hayati riskin yanı sıra hayat kalitesi ile ilgili problemler de ortaya çıkabilmektedir. Bütün çabalara rağmen tedavi sonrası 5 yıllık sağkalım %30-%40’larda seyretmektedir.   Son yıllarda yapılan önemli bilimsel çalışmalarda uygun neoadjuvan/perioperatif tedavi ile kombine olarak yapılan radikal cerrahi ile %45, %47 ve %55 civarında 5 yıllık sağkalım rakamlarına ulaşılmıştır. 

Özofagus kanseri (Yemek borusu kanseri) tedavisinde endoskopik, laparoskopik ve robotik cerrahi alanlarında önemli gelişmeler olmuştur. Ayrıca onkolojik tedaviler ile ilgili yeniliklerde umut vericidir. 

Özofagus kanserinin adenokarsinoma ve skuamoz hücreli karsinoma olarak iki ana histolojik tipi vardır. Her iki histolojik tipte de lenf nodu tutulumu sık görülür. Özofagus kanseri abdominal (karın içi), torakal (göğüs içi) ve servikal (boyun)  lenf nodlarına metastaz yapabilmektedir. Özofagus duvarındaki lenfatik ağ her yöne doğru ve çok zengin olduğu için her yöne doğru lenfatik metastaz görülebilmektedir. Bu nedenle ameliyat sırasındaki lenfadenektomi genişliği çok önemlidir. Özofagus kanseri cerrahisinde genellikle iki veya üç vücut boşluğuna (karın, göğüs, boyun) girmek gerekmektedir.

Özofagus kanseri tedavisinde multimodal yaklaşım gereklidir. Cerrahi, gastroenteroloji, radyoloji, patoloji, medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi uzmanları tanı, tedavi ve takip süreçlerinde rol almaktadır. Cerrahi dışı tedavi yöntemlerindeki gelişmeler başarı şansını arttırmakla birlikte tedavinin merkezini cerrahi tedavi oluşturmaktadır. Cerrahi tedavi için günümüzde çok çeşitli yaklaşımlar mevcuttur. Bu yaklaşımların seçimi için titiz bir değerlendirme süreci gereklidir. 

ENDOSKOPİK TEDAVİLER

Endoskopik teknikler özofagus kanseri tanı ve evrelemesinde çok önemlidir. Son yıllarda endoskopik tekniklerdeki gelişmeler sonucunda erken evre özofagus kanserlerinde de kullanılmaya başlamıştır. Ancak yemek borusu kanserlerinin çok az bir kısmı endoskopik tedavilere uygundur. Tümörün 2 cm’den küçük olması, kötü diferansiye olmaması, lenfatik ve kan damarlarında tümör hücresi olmaması, tümörün mukoza (en iç tabaka) tabakasında sınırlı olması gereklidir. Bu hastalarda lenf bezi metastaz riski %5’in altındadır ve endoskopik tedaviler uygundur. Bunun dışındaki hastalarda cerrahi tedavi düşünülmelidir.   

Endoskopik tedavi endoskopik mukozal rezeksiyon (EMR) ve endoskopik submukozal diseksiyon (ESD) olarak adlandırılan yöntemlerle yapılır.  Uygun hastalarda genellikle önerilen yöntem ESD’dir.  

AÇIK CERRAHİ

Açık cerrahide ameliyatın hem karın hem de göğüs kısmı uygun kesiler yapılarak gerçekleştirilir. Karın kısmında midenin üst kısmı çıkartılır, mide serbestleştirilerek tüp hailne getirilir. Karın bölgesindeki bölgesel lenf bezleri de çıkarılır. Ameliyatın bu kısmı tamamlandıktan sonra hasta yan yatırılır ve göğüs boşluğu açılarak yemek borusu bölgesel lenf bezleri ile birlikte çıkarılır. Boyun bölgesine kadar çıkmanın gerekli olmadığı durumlarda mide göğüse çekilerek geri kalan yemek borusu ile ağızlaştırılır. Boyuna kadar çıkmak gerekirse yemek borusu tamamen çıkarılır. Boyun bölgesine kesi yapılarak lenf diseksiyonu yapılır. Mide boyuna kadar çekilir ve yemek borusuna boyunda ağızlaştırılır. Açık yöntemle hem karın hem de göğüs boşluğunda direk görüş altında yeterli lenfatik temizlikle onkolojik cerrahi gerçekleştirilebilir. Cerrahi sonrasında %60’a varan komplikasyon oranları ve %4-5 civarında ölüm riski bildirilmektedir.

MİNİMAL İNVAZİF CERRAHİ (Laparoskopik Cerrahi, Robotik Cerrahi)

Laparoskopik cerrahinin yaygınlaşması ve daha az ağrı, daha az yatış süresi, daha erken beslenmeye başlanması, daha iyi kozmetik sonuçlar elde edilmesi sonucunda özofagus kanserlerinde de minimal invazif cerrahi uygulanmaya başlamıştır. Son 10 yılda özofagus kanseri için laparoskopik cerrahi giderek artmıştır. Laparoskopik cerrahi ile başta akciğer ile ilgili sorunlar olmak üzere ameliyat sonrası komplikasyonlarda azalma görülmüştür. Daha az ağrı, daha erken iyileşme, daha iyi hayat kalitesi gibi avantajların yanında hastaların uzun dönem takibinde onkolojik sonuçlarında çok iyi olduğu görülmüştür.  

Özofagus kanseri cerrahisinde robot kullanımı da mümkündür. Robotik cerrahi ile lenf nodu diseksiyonunun daha iyi ve daha rahat yapılabileceği bildirilse de genel olarak laparoskopik ve robotik cerrahinin sonuçları benzerdir.  

Özofagus kanseri tedavisinde cerrahi, kemoterapi, immünoterapi, radyoterapi kombine olarak uygulanmalıdır. Hastanın multidisipliner olarak titizlikle değerlendirilmesi sonrasında hangi tedavi yöntem veya yöntemlerinin hangi sırayla kullanılacağına karar verilmelidir.  

Konu Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin İletişime Geçiniz